12 Nisan 2011

Tunç Dağı (2650)

Daha önce planlanan ancak hava şartları nedeni ile ertelenen tırmanışa son anda gelen telefon ile  dahil oldum. Her zaman ki yerde buluşup kısa bir yolculuğun ardından Cumartesi öğle saatlerinde Karçukur'undaydık. Yollar karla kaplı olunca kamp alanına kısa bir yürüyüş ile ulaşabildik. Çadırların kurulmasının ardından hava kapattı saat 16 sularında yağmur başlasada uzun sürmedi. Kısa bir istirahatin ardından Rıza abinin yakmış olduğu ateşin başında sohbet edip türküler söyledik. Saatler dokuz gibi çadırlarımıza çekildik. Güneşin doğuşunu zirvede seyretmeyi planlamıştık ancak hava kapalı olunca planımızı değiştirip sabah saat 6.30'da yola çıktık. Karla kaplı yer yer elli, altmış derecelik eğimler olan uzun boğazı tırmanmamız iki buçuk saat kadar sürdü. Zirveye çıktığımızda saatler 09.00'u gösteriyordu. İşte tüm bu emeğe dedirten şey; manzara muhteşemdi. Kızlarsivrisi-Akdağ-Tahtalı-Esentepe-Bakırlıtepe tüm ihtişamları ile karşımızdaydı. Büyülenmiş gibi rüzgara inat durup seyrettik. Ancak zirvede fazla rüzgar yememek için  onbeş yirmi dakika anca kalabildik. Hatıra fotoğraflarının ardından rüzgar almayan bir noktada kahvaltımızı yapıp hızla inişe geçtik. Bir saate kamp alanında, iki saate Antalya'daydık.  Böylelikle hemen her sabah zirvesini seyrettiğim Tunç'un zirvesinde ikinci  kez çay içmenin mutluluğunu yaşadığım güzel bir gün daha sona erdi.