2009 Mayıs ayı ilk etkinliğimiz Isparta-Eğridir Barla Dağı. Her zaman olduğu gibi saat on üçte Antalya-Dilek Sabancı Spor Salonu önünde buluşup yola çıktık. Araç yolculuğumuzun üç saat kadar süreceğini tahmin ediyoruz. ilk durak yerimiz Isparta.
Isparta’da kısa bir alışveriş molası verip akşam olmadan kamp yapacağımız yere vardık. 1525 metreye kurduğumuz Kamp bölgemiz nefis bir Eğridir gölü manzarası olan bir yer. Kamp yerimize kadar araç ile gelmemiz, kamp yerinde suyun olması bizim için şanstı. Çadırları kurup hava karamadan nefis manzaranın tadını çıkartmak istiyorum.Ancak hafta içinde kulüpten alıp yırtık yerlerini diktirdiğim çadırımın dış tentesi eski olduğundan gene yırtılmış. Kazım abi ile tamir etmeye çalışsak ta başarılı olamadık. Bir bivak bulup yırtık yeri içeriden kapattım. Böyle zamanlarda dağcılıkta malzemenin ne kadar önemli olduğunu insan daha iyi anlıyor. Ayrıca kulüp malzemelerinin titizlikle kullanılmadığını da anladım. Neyseki şimdilik sorunuma geçicide olsa çözüm buldum ve kısada olsa Eğridir gölünü seyrettim. Derken toplantı için düdük çaldı. Kısa bir toplantı yapıp tırmanışta kullanacağımız malzemeler ve rota hakkında başkanımız Ahmet Şimşek tarafından bilgilendirildik. Saat üçte kalkıp dört gibi yola çıkmayı kararlaştırdık. Yarın zorlu ve güzel bir tırmanış olacağını biliyorum. Akşam güzel bir yemekten sonra malzemelerimi kontrol edip çantamı hazırladım ve erkenden yattım. Yatmamızla birlikte beklenen oldu ve yağmur başladı. Çok şükür ki birkaç saatlik yağıştan sonra hava açtı.
Tırmanışta kullanılacağı için bivağı toplamaya çalışmam yüzünden biraz geç kaldım. aksilik ile başladık güne ama hayırlısı. Saat 04 15 gibi yola çıktık. Bir saate yakın orman içi yürüyüşten sonra ayı yalağı dedikleri yeri geçip kar kaplı alana ulaştık. Önümüzde tahminen 3-4 km.lik dik ve uzunca bir karla kaplı bir rota var. Kramponlarımızı takmamız için on dakikalık bir mola verip yola devam ettik. Rehberimiz Mustafa bu dağa defalarca çıktığından dolayı bölgeyi çok iyi biliyor. Saat yedi gibi ilk boğazı Barla dağı zirvesini gördük (gelincik tepesi 2798 m.)
Zirveyi görmemizle birlikte karla kaplı 800-900 m. Yan geçip yapacağımız bir rota çıktı. Tek sıra halinde 1-2 metrelik karda yürüyüşe geçtik. Ekip çok dikkatli davranmasına ve başkanın sık sık uyarılarına rağmen yan geçiş sırasında bir arkadaşımız elli metre kadar aşağıya kaydı-düştü. Bu ekibin birazda olsa moralini bozdu. Ekip çok dikkatli olduğundan önce deneyimlilerin elli metrelik 70 dereceye varan bir kar duvarını dik çıkmalarını bekledi. Bizimde çok istekli olduğumuzu görünce üç nokta kuralını uygulatıp tırmanışa devam etmemize karar verildi. Bu noktadan dönseydik çok moralimiz bozulacaktı dorusu. Duvarı tırmanıp tekrar tek sıra halinde zirveye yola koyulduk. Hava açık olmasına rağmen bu noktadan itibaren rüzgâr yemeye başladık. Saat 9.30 gibi zirveye ulaştık. Rüzgâr almayan bir noktaya inip müthiş bir manzara eşliğinde bir şeyler içip geldiğimiz rotadan inişe geçtik.
Dönüş yolunun daha başında disiplinin bozulmasından dolayı tekrar uyarı aldık. Yan geçişe başladığımız noktaya geldiğimizde kramponlarımızı çıkarttık zira kar yumuşamaya başlamıştı. Hızlı ve zevkli bir yürüyüşten sonra saat 13 gibi kamp bölgemize ulaştık. Böylece 8 saatlik tırmanışımız sona erdi. Çadırlarımızı toplayıp üç saatlik bir yolculuğun ardından saat 17 de Antalya’ya gelmemizle çok keyifli geçen etkinliğimiz sona erdi.
Isparta’da kısa bir alışveriş molası verip akşam olmadan kamp yapacağımız yere vardık. 1525 metreye kurduğumuz Kamp bölgemiz nefis bir Eğridir gölü manzarası olan bir yer. Kamp yerimize kadar araç ile gelmemiz, kamp yerinde suyun olması bizim için şanstı. Çadırları kurup hava karamadan nefis manzaranın tadını çıkartmak istiyorum.Ancak hafta içinde kulüpten alıp yırtık yerlerini diktirdiğim çadırımın dış tentesi eski olduğundan gene yırtılmış. Kazım abi ile tamir etmeye çalışsak ta başarılı olamadık. Bir bivak bulup yırtık yeri içeriden kapattım. Böyle zamanlarda dağcılıkta malzemenin ne kadar önemli olduğunu insan daha iyi anlıyor. Ayrıca kulüp malzemelerinin titizlikle kullanılmadığını da anladım. Neyseki şimdilik sorunuma geçicide olsa çözüm buldum ve kısada olsa Eğridir gölünü seyrettim. Derken toplantı için düdük çaldı. Kısa bir toplantı yapıp tırmanışta kullanacağımız malzemeler ve rota hakkında başkanımız Ahmet Şimşek tarafından bilgilendirildik. Saat üçte kalkıp dört gibi yola çıkmayı kararlaştırdık. Yarın zorlu ve güzel bir tırmanış olacağını biliyorum. Akşam güzel bir yemekten sonra malzemelerimi kontrol edip çantamı hazırladım ve erkenden yattım. Yatmamızla birlikte beklenen oldu ve yağmur başladı. Çok şükür ki birkaç saatlik yağıştan sonra hava açtı.
Tırmanışta kullanılacağı için bivağı toplamaya çalışmam yüzünden biraz geç kaldım. aksilik ile başladık güne ama hayırlısı. Saat 04 15 gibi yola çıktık. Bir saate yakın orman içi yürüyüşten sonra ayı yalağı dedikleri yeri geçip kar kaplı alana ulaştık. Önümüzde tahminen 3-4 km.lik dik ve uzunca bir karla kaplı bir rota var. Kramponlarımızı takmamız için on dakikalık bir mola verip yola devam ettik. Rehberimiz Mustafa bu dağa defalarca çıktığından dolayı bölgeyi çok iyi biliyor. Saat yedi gibi ilk boğazı Barla dağı zirvesini gördük (gelincik tepesi 2798 m.)
Zirveyi görmemizle birlikte karla kaplı 800-900 m. Yan geçip yapacağımız bir rota çıktı. Tek sıra halinde 1-2 metrelik karda yürüyüşe geçtik. Ekip çok dikkatli davranmasına ve başkanın sık sık uyarılarına rağmen yan geçiş sırasında bir arkadaşımız elli metre kadar aşağıya kaydı-düştü. Bu ekibin birazda olsa moralini bozdu. Ekip çok dikkatli olduğundan önce deneyimlilerin elli metrelik 70 dereceye varan bir kar duvarını dik çıkmalarını bekledi. Bizimde çok istekli olduğumuzu görünce üç nokta kuralını uygulatıp tırmanışa devam etmemize karar verildi. Bu noktadan dönseydik çok moralimiz bozulacaktı dorusu. Duvarı tırmanıp tekrar tek sıra halinde zirveye yola koyulduk. Hava açık olmasına rağmen bu noktadan itibaren rüzgâr yemeye başladık. Saat 9.30 gibi zirveye ulaştık. Rüzgâr almayan bir noktaya inip müthiş bir manzara eşliğinde bir şeyler içip geldiğimiz rotadan inişe geçtik.
Dönüş yolunun daha başında disiplinin bozulmasından dolayı tekrar uyarı aldık. Yan geçişe başladığımız noktaya geldiğimizde kramponlarımızı çıkarttık zira kar yumuşamaya başlamıştı. Hızlı ve zevkli bir yürüyüşten sonra saat 13 gibi kamp bölgemize ulaştık. Böylece 8 saatlik tırmanışımız sona erdi. Çadırlarımızı toplayıp üç saatlik bir yolculuğun ardından saat 17 de Antalya’ya gelmemizle çok keyifli geçen etkinliğimiz sona erdi.
